Rusya’nın önde gelen petrol şirketi Rosneft’in CEO’su İgor Seçin, St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIEF) kapsamında düzenlenen bir panelde küresel enerji piyasalarındaki gelişmeleri değerlendirdi.
Seçin, sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşma çabalarının başarısız olduğunu belirtti. Son on yılda enerji dönüşümü için 10 trilyon dolarlık bir harcama yapılmasına rağmen, güneş ve rüzgar enerjisinin küresel enerji üretimindeki payının yalnızca 4 puan artarak, yüzde 6’ya ulaştığını vurguladı. Ayrıca, bu yıl yenilenebilir enerjiye 2 trilyon dolar daha yatırım yapılmasının planlandığını, bunun ise dünya enerji tüketiminin hala yüzde 80’ini karşılayan fosil yakıtlara yapılan yatırımın yaklaşık iki katı olduğunu dile getirdi.
Batı ülkelerindeki savunma sanayi üretimindeki artışın nadir toprak elementlerine olan talebi hızla yükselttiğine dikkat çeken Seçin, bir F-35 savaş uçağının üretimi için 417 kilogram nadir toprak elementi kullanıldığını örnek gösterdi. Bu kaynaklara erişim çabasının son yıllarda hız kazanmasının, günümüz koşullarında şaşırtıcı olmadığını belirtti. Ukrayna’nın da son dört yılda nadir toprak elementleri alanında üç farklı anlaşma imzaladığını ve NATO ülkelerinin savunma harcamalarını artırmasının bu ülkelerin ekonomilerinde zorluklara yol açacağını savundu.
Seçin, ABD’nin bütçe açığı sorunu nedeniyle ticarette kısıtlamalar uygulamaya başladığını ve tarifelerdeki keskin artışın tedarik zincirlerinde bozulmalara, arz eksikliklerine ve enflasyona neden olduğunu ifade etti. Ancak bu kısıtlamaların bu yıl Çin tarafından pek hissedilmediğini ekledi. Doların rezerv para statüsünün ABD’nin bütçe açığı sorununu derinleştirdiğini ve artan bütçe açığının küresel finans sisteminde çelişkili bir duruma yol açan bir dolar fazlası yarattığını vurguladı.
ABD’nin yaptırımlarının bir silah olarak kullanmasının, ABD’nin ve doların konumunu zayıflattığını belirten Seçin, bunun sonucunda altın, kripto para birimleri ve ülkelerin ulusal para birimleri gibi alternatif yatırım araçlarına olan talebin arttığını kaydetti. Küresel ekonomideki felaketlerin aniden ortaya çıkmadığını, sorunların zamanla birikerek bu süreci tetiklediğini sözlerine ekledi.